1986’da Cengiz Aytmatov’un çağrısıyla başlayan Issık Göl Forumu, kültür ve sanat insanlarının dünyanın kadim ve güncel meselelerini müşavere ederek bir düşünce iklimini meydana getirmelerine vesile olmuştu. Aytmatov bozkırın bilge kalemi ve Türk Dünyası’nın cihanşümul yazarı olarak bizlerin de bugün üzerinde önemle durduğu birlik ve beraberlik düşüncesinin kendi dönemindeki en önemli teorisyenlerinden birisiydi. O, Türk Dünyası’nın ortak dil ve kültür ikliminde yeniden kavuşması gerektiğine inanıyor ve bu uğurda önemli çalışmalar yapıyordu. Onun dil ve kültür alanında yaptığı çalışmalar, bir yazarın milletine ve insanlığa karşı sahip olduğu yüksek sorumluluk bilincinin bir örneğiydi. Eserleri 176 dile çevrilen ve dünyanın 128 ülkesinde kendisine okur bulan bu büyük edebiyatçımızın millî bir değerimiz olmakla birlikte aynı zamanda beynelmilel bir insanlık değeri hâline gelmiş olması, bizler için Aytmatov’un dünyaya bakışı ve onu okuyuşuna dair önemli bir mesaj barındırıyor.

Dünyayı okuyabilmek ve dünyadaki olayları hakkıyla takdir edebilmek; ilk önce kendi evimize, kendi mahallemize, kendi şehrimize, kendi ülkemize ve coğrafyamıza doğru bakışın nihayetinde kuşanabileceğimiz bir yetenektir. Dolayısıyla Cengiz Aytmatov’un temellerini attığı Issık Göl Forumu gibi önemli bir fikir çatısı altında; onun dünyaya bakarken gördüğü hakikatin önce kendine ait değerleri ve anlamları çok iyi derecede idrak etmiş olmasının bir sonucu olduğunun ayırdında olmamız gerekiyor.

Aytmatov’un ülkesinde ve coğrafyasında uluslararası bir fikir teatisi oluşturmaya yönelik 1986’da attığı o ilk adımı, bugün 5. Cengiz Aytmatov Uluslararası Issık Göl Forumu“Türk Devletleri 2040 Gelecek Perspektifi” ile sürdürüyor ve hem coğrafyamız hem Türk Dünyası hem de tüm dünya için iyilik, adalet ve çözüm odaklı arayışlarımıza hep birlikte devam ediyoruz. Bu minvalde bu forum, Türk Dünyası’nın barındırdığı büyük potansiyelin tebarüz etmesi için ortak ideal, konu ve gündemlerimizi meşveret zeminine taşıyarak, Türk Devletleri arasındaki iş birliği zemininin fikrî altyapısını güçlendirmeyi ve bu sayede ortaya konulması gereken iradeyi işaret ediyor. Umuyorum ki bu büyük organizasyon, Türk Dünyası’nın bugünü ve geleceği için geçmişine layık büyüklükte yol haritalarının çizildiği ve Türk Dünyası’nın düşünce ve bilgi birikiminin danışma meclislerinde demlenerek zirveye ulaşmasını sağlayan nice forumlarla misyonunu yerine getirmeye devam edecektir.

YTB Başkanı

Abdullah Eren